Konya’daki Enkazın Ardından Düşünceler
Öncelikle sıcak evlerinden yüzlerce kilometre uzakta, bu üzücü olayı yaşayan vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek uğruna, gece gündüz demeden büyük bir fedakarlıkla ve inançla çalışmalarını sürdüren, bizler gibi can kurtarmaya gönül vermiş, yurt ve insan sevgisini içinde barındıran resmi ve sivil bütün arama kurtarma ekiplerine, bu ülkenin vatandaşları olarak teşekkür borçlu olduğumuzu ve gerekçesi bizce haklı olmakla birlikte, arama kurtarma çalışmalarının ilerleyen günlerinde onlarla beraber olamamanın üzüntüsünü taşıdığımızı belirtmek isterim.
Kış aylarında, enkaz altında canlı olma ihtimalinin bulunduğu koşullarda zaman baskısı ile çalışmanın ne demek olduğunu bu ülkede en çok yaşayan ve en iyi bilen ekiplerin başında gelen AKUT, bu yaşanan olaydan son derece üzgün ve huzursuzdur. Yaşanan sürecin özellikle bölgede büyük bir iyiniyet ve fedakarlıkla, canla başla çalışmalarını sürdüren yüzlerce arama kurtarmacıyı kırdığının ve emeklerine haksızlık yapıldığını düşündüklerinin farkında olmakla birlikte, içlerinin ferah olmasını ve hepimizi üzen bu yaşanan sürecin, bundan sonrası için ülkemizde değiştireceği zihniyeti düşünmelerini ve bu sayede bundan sonrasında arama kurtarma çalışmalarında çok daha doğru ve planlı çalışmalar yapılacağını ve hiçkimsenin “ben karar verdim”, “ben yaptırdım oldu” diyemeyeceğini ve yetkilerinin arkasına sığınıp, dünyanın hiçbir yerinde uygulanamayacak bir modeli, sanki enkaz altında hiç canlı yokmuş gibi, daha 21. saatte, bütün uyarılara rağmen paletli darbeli – kırıcıyı enkaza sokamayacağını ve uluslararası standartlar ve bilim neyi emrediyorsa, o şekilde hareket etmeyi öğreneceğini, bunun sonucunda da gelecekteki enkaz çalışmalarında herşeyin daha doğru olacağını düşünmelerini istiyoruz.
Arama kurtarma bir disiplindir, bir hobi değildir. Doğası gereği, hem arama kurtarmacı, hem de kazazede için yüksek risk faktörü taşır. Yapılacak herhangi bir yanlışlık birisinin yaralanmasına veya ölmesine sebebiyet verebilir. Dolayısıyla bu sıkı disiplinde arama kurtarma ekiplerinin; “bizim sistemimiz şöyle”, “biz böyle çalışırız”, “biz şu aletleri kullanırız”, “biz bu aletleri kullanmayız”, “bizim olaya yaklaşımımız bu şekildedir” deme aralığı son derece dardır. Bu konuyu bir başka örnekle de açmak isterim. Hiçbir müteahhitin çıkıp; “ben şu kadar yıllık müteahhitim, ustamdan böyle gördüm”, “kumu çakılı böyle elerim”, “harcı şöyle yaparım”, “demiri bu kadar koyarım”, “kalıbı şu şekilde tutarım”, “demirleri bu şekilde bağlarım”, “katları bu şekilde yükseltirim” deme aralığı da son derece dardır. Çünkü inşaat yapmak da ciddi bir iştir, bu yüzden de kuralları vardır ve hatta bu kurallar kanunla da koruma altına alınmıştır. Çünkü herhangi bir yanlış uygulamada, Konya örneğinde olduğu gibi üzücü sonuçları olabilir.
Arama kurtarma konularında dünyada kabul gören çalışma prensibi neyse onu uygulama zorunluluğu vardır. Çünkü bu kuralların tamamı acı deneyimler sonucunda öğrenilmiş ve ona göre oluşturulmuştur. Arama kurtarma kuralları ile ilgili şu slogan da zaman zaman kullanılır. Bu kurallar kanla yazılmıştır, çünkü o uygulamanın kural haline gelebilmesi için birisinin kanı akmıştır. Başka kanlar akmasın diye de bu kurallar getirilmiştir. Ülkeler arasında uygulama farkları olmakla birlikte, bu fark öze ilişkin değil sadece detaylarda kendini gösterecek şekildedir. AKUT’un 8 yılda yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirdiği 162 arama kurtarma görevinden 18’i deprem, artçıl deprem ve enkaz arama kurtarma çalışmasıdır. Bugüne dek girdiğimiz binlerce farklı enkazın altından kurtardığımız 259 kişi bu kurallara olan bağlılığımızın bir sonucudur. Eğitim sistem ve politikalarını, Türkiye gerçeklerini de göz önüne alarak uluslararası disiplin ve kurallar çerçevesinde gerçekleştirmekten hiçbir zaman ödün vermeyen kurumumuz, bu titizliğiyledir ki Birleşmiş Milletler’e bağlı çalışan İnsani Yardım ve Afet Müdahale Ekibi – INSARAG’ın (International Search and Advisery Group) bünyesine yıllar önce dahil edilmiştir.
AKUT bir kurumdur ve kurallar dizgesi ile işler. Üyelerimiz, bizim için kutsal olan bu görevi yerine getirmek için AKUT üniformasını giydikleri andan itibaren artık kişisel düşünmek ve davranmak özgürlüklerini bir kenara bırakırlar ve kurumun bir parçası olarak kurum kurallarıyla hareket ederler. Her AKUT üyesi ilk önce bu kuralları öğrenir ve her ne olursa olsun kayıtsız şartsız uyacak şekilde davranır. Size belki önemsiz gelebilir ama, AKUT üyelerinin özel hayatlarında içki ve sigara kullanmaları kurumu hiç ilgilendirmemekle birlikte, AKUT kıyafetini giydiği andan itibaren hiçbir AKUT’lu elinde sigarayla fotoğraf bile çektiremez.
Bütün üyelerimiz arama kurtarmanın diğer alanlarında olduğu gibi, enkaz arama kurtarma çalışmalarında da nasıl bir yaklaşım uygulamaları gerektiğini uzun ve zorlu, teorik ve pratik eğitimler sonucunda öğrenir ve sınavla sertifikasını alır. Uygulamada da, bu eğitimlerde kendisine öğretilen kuralların dışına çıkma serbestliğine sahip değildir. Basında takip ettiğiniz sözkonuzu anlaşmazlık, enkazın AKUT’a verilen bölümünde, bütün planlaması ve önhazırlığı 6 saatlik bir çalışma sonucunda bloklar halinde kırılan ve demirleri kesilerek ana enkazdan ayrılan beton bloklarının kaldırılması aşamasında yaşanmıştır. Arama kurtarma ekipleri arasında yapılan toplantıda verilen karara ve kendilerine verilen göreve istinaden, uluslararası standartlar dahilinde bu çalışmayı yapan ekibimiz, çalışmanın birinci aşamasını bitirdikten sonra, tabliyelerin enkaza yük bindirmeden ve aşırı bir vibrasyona yol açmadan kaldırılabilmesi için talep ettikleri vinç yerine, önhazırlıkları yapılmış yere kendilerine sorulmadan sokulan paletli, darbeli – kırıcıyı, tüm itirazlarına rağmen durduramamış ve enkaza büyük bir baskı yaratacak şekilde çalıştırılmasını engelleyememiştir. Bunun fotoğraflarını www.akut.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.
Sonrasındaki süreçte paletli darbeli – kırıcının çalışması sebebiyle enkazın üzerinden inmek zorunda kalan ve iki saat kadar bunu durdurmak için bir yetkili arayan ekibimiz, o karmaşık ortamda yetkili birileri eliyle sonuca ulaşamayınca, orada bir değerlendirme yaparak, bizim disiplinimize uymayan bu sistemin içinde yer almamaya ve arama kurtarma çalışmalarından ayrılmaya karar vermiştir. Bu olayın nasıl ve nerede yaşandığını farkedemeyen ve tam olarak anlayamayan diğer arama kurtarma ekiplerinden bazıları, hatta bölgedeki yetkili kişilerden de bir kaç kişi, bu olayı o karışık ortamda göremedikleri için, ekibimizin bölgeden ayrılma kararını anlayamamış ve yanlış yorumlar yapmak durumunda kalmışlardır.
Bu süreç en az sizler kadar bizim de içimizi kanatmıştır, ancak bile bile, göz göre göre, yanlış ve tehlikeli bir uygulamaya sessiz kalamayız. Yurt ve insan sevgimiz ve bunca yıldır milletimizin bize duyduğu güven ve sevgi, bize böyle davranmayı emreder. Bu konuda AKUT’un tek itirazının, belki sadece talihsiz bir tesadüf eseri, bizim çalıştığımız yerde başlayan ve olay büyüdükten sonra durdurulan bu uygulama olduğunu vurgulamak ve bu olay hariç enkazın heryerinde, büyük bir fedakarlıkla çalışan ve Türk milletinin özverisini ve çalışkanlığını en iyi şekilde temsil eden, Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş yüzlerce arama kurtarmacının karşılıksız çabasından vatandaş olarak gururlandığımızı tekrar belirtmek isterim.
Bu açıklamalardan sonra, sizlere uluslararası kurallara uygun enkaz arama
ve kurtarma disiplini ile ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum. Hangi sebeple oluşmuş olursa olsun enkaz müdahalelerinde çok önemli bir husus olan enkaza ilk yaklaşım, bütün müdahalenin temelini oluşturur. Bu ilk yaklaşım, hem kazazedeler açısından hem de müdahalenin gidişatı açısından operasyonun başarı düzeyini doğrudan etkiler. Enkaz arama ve kurtarma müdahalelerine ilişkin aşamalar sırasıyla şu şekildedir:
1. Aşama; Tespit Değerlendirme ve Emniyet
2. Aşama; Yüzeydeki Yaralıların Kurtarılması
3. Aşama; Olasılığı Yüksek Bölgelerin Tespiti ve Taranması
4. Aşama; Ağır Arama ve Kurtarma Faaliyetleri
5. Aşama; Enkaz Kaldırma
Bilindiği gibi, betonarme binalar, içlerinde bulunan demir donatıdan dolayı
parçalı olarak kırılmaktadır. Ev veya işyerinde bulunan oturma gurubu,
yatak, evye, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi sağlam yapılı, ağırlık merkezi düşük ev eşyaları gibi malzemeler çoğu zaman üzerlerine yıkılan tavan, duvar, kiriş gibi yapıları kısmen de olsa taşıyabilmektedir. Kazazedelerin bu eşyaların yanında olması, yaşama şanslarını olasılık hesapları dahilinde arttırmaktadır. Üzerlerindeki yapıları taşıyabilen eşyalar ile yıkıntı arasında üçgene benzer bir boşluk oluşur. Bu boşluğa yaşam üçgeni – hayat boşluğu denilmektedir. Çoğu zaman çok hassas dengelerde oluşan yaşam üçgeni, enkazın üstünde oluşabilecek ağır vibrasyondan dolayı doğrudan etkilenebilmektedir. Yukarıdaki yükü taşıyan eşyalar kayabileceği gibi kazazedelerin bulunduğu bu noktalarda betonun ufalanmasıyla oluşabilecek toz kütlesinde artış da söz konusu olabilmektedir. Bunun sonucunda da kazazede ya daha çok sıkışır ya da bulunduğu ortamda artan tozdan dolayı nefes alamaz duruma gelebilir. Bunların sadece birer olasılık olduğu, ancak aşağıda ne olduğunu bilmeden çalışan ekiplerin bütün kurgularını olasılıkları gözönüne alarak yaptığı unutulmamalıdır.
Bütün bu husulardan dolayıdır ki, enkazlarda özellikle paletli ve darbeli iş makinaları, ağır delme makinaları yaratacakları aşırı titreşim yüzünden tercih edilmemelidir. Bu tür iş makinalarının yaratacağı şiddetli vibrasyon yukarıda bahsettiğim istenmeyen olayların oluşmasına, yine bir olasılık olarak yol açabilir. Genel olarak mobil vinçler, enkaza düşey eksende göreceli olarak düşük ve kabul edilebilir bir baskı ile sadece kontrollü kaldırma işlemi için kullanılır.
Son olarak kararlılıkları ve çalışkanlıklarıyla enkazdan 6 gün sonra 16 yaşındaki Muhammet’i kurtaran bütün arama kurtarma ekiplerine sonsuz saygılarımızı sunmak isterim. Allah hepsinden razı olsun.
www.nasuhmahruki.com
[email protected]