Mezar taşı kitabesi okumak için Osmanlıca öğrenmeye gerek yok. Bu işin uzmanları var…
Mezar taşı kitabesi okumak için Osmanlıca öğrenmeye gerek yok. Bu işin uzmanları var…
Sözde Milli Eğitim Şürası’nda, 76 – 77 milyonluk koca ülkedeki her bir yurttaşa; “zorla Osmanlıca öğreneceksiniz” diyebilecek kadar, sahip olduğu kontrolsüz güçten sağduyulu düşünme yeteneğini iyice yitirmiş, içeride çoğunluk olduk diye, canının istediği gibi aldığı her kararla, herkese her istediğini yaptırabileğini sanabilecek kadar cüretkarlaşmış bu sürecin, haddini bin kere aşan zavallı denemelerinden bir diğeriydi bu zorla Osmanlıca dersi saçmalığı.
Neymiş? Komisyonda oylama yapmışlar ve “Zorunlu Osmanlıca Dersi” oy çokluğuyla kabul edilmiş. Yok ya! Demek öyle. O oylama geçersizdir kardeşim, böyle bir konuda böyle bir oylama yapılamaz ve böyle bir sonuç çıkarılamaz. O zaman ben de sana şunu sorarım artık. Sen kimsin ki benim çocuklarıma, bu dünyada öğrenilmesi gereken bu kadar çok, önemli, gerekli ve güzel hatta olağanüstü şey varken, hayatının ve öğrenme yeteneğinin önemli bir kısmını, artık gezegende hiçbir yerde kullanılmayan, sadece arşivlerde yaşayan Osmanlıcayı öğretmeye zorla kalkıyorsun? Nereden icap etti bu? Kimin aklına geliyor böyle sivri zeka fikirler orada. Milli Eğitim’in asli işi, Türk gencini, çağdaş dünyanın gereklerine göre, yalnızca yerel ve ulusal değil küresel dünyada da en iyi şekilde, her konuda rekabet etmeye hazırlamak iken, neden artık kullanılmayan Osmanlıcayı zorla öğretmeye kalkıyorsunuz. Ancak bir geri zekalı ya da bir düşman alabilir böyle bir kararı bu çağda. Bu kararı almaya kalkan komisyonun kararları kabul edilemez. O komisyon almaya kalktığı yasa dışı karar nedeniyle artık benim gözümde yasal dayanaklarını yitirmiştir…
Bahane olarak da, dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz diyorlar ya güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorum…
Bu vesileyle sizlere, bizden okumamızı istedikleri bir mezar taşı kitabesi örneği olarak, büyükbabamın büyükbabasının babası, şehit Kaptan-ı Derya Nasuhzade Ali Paşa’nın mezar taşı kitabesini paylaşmak istiyorum. Buyurun, ailemizin gurur abidesi kitabenin bir orijinalini bir de kendisini okuyun.
KAPTAN-I DERYA NASUHZÂDE ALİ PAŞA’nın mezar taşı kitabesi
Hüve’l-Bâkī
Server-i deryâ şeref-bahş-i donanmâ-yı şerîf
Revnak-efzâ-yı vezâret dürr-i bî-hemtâ ferîd
Şâhbâz-ı evc-i ulyâ şehsuvâr-ı nâmdâr
Kahramân Tayyâr-ı sânî fenn-i deryâda vahîd
Şîr-i meydân-ı şecâat bir vezîr-i ercümend
Ol Nasûh-zâde Ali Paşâ-yı deryâ-dil reşîd
Dîn [ü]devlet hizmetinde nakd-i ömrîn bezl idüb
Buldu unvân-ı vezâretle zihî fevz-i mezîd
Lenger-endâz-ı ikāmet Sâkız önünde iken
Keştîsîn tezvîr ile âteşleyüb Rûm-i pelîd
Kâmrân el-hakk kemâl üz[r]e cihânda ölmeden
Destine sundu ecel sâkīsi câm-i nâ-ümîd
Yazdı târîhin Fürûğî hem dahî ol-demde kim
Cân virüb oldu Ali Paşâ gemisiyle şehîd
Sene 1237 Şevval fî gurre (21.06.1822 Cuma)
Nûri Dede
Mezar taşındaki ifadenin Türkçe çevirisi şu şekildedir:
Bâki kalan Allah’tır
Denizin efendisi; şerefli, kutsal donanmayı şereflendiren
Vezirlik makamının güzelliğini artıran, eşsiz, benzersiz inci tanesi
En yüksek doruğun yiğidi, meşhur at binicisi
Câfer-i Tayyâr’ın kahramanlığı gibi ikinci Tayyâr, deniz ilminde tek
Yüreklilik meydanının aslanı, itibarlı bir vezir
Deniz gibi engin gönüllü, doğru yol tutan Nasuhzâde Ali Paşa
Din ve devlet hizmetinde ömür sermayesini harcayıp
Vezirlik mevkiiyle; artıp çoğalan üstünlüğü buldu
Sakız önünde demirli iken
Gemisini hileyle, alçak Rum ateşe verip
Hakikaten, dünyada arzularına kavuşmuş olarak,
huzur içinde ölmeden
Ecel şerbetini dağıtan, ümitsiz ecel kadehini Ali Paşa’nın eline sundu
Fürûğî o zamanda vefat tarihini yazdı
Ali Paşa gemisiyle can verip şehîd oldu
Sene 1237 Şevval ayının ilk günü (21 Haziran 1822 Cuma)
Nûri Dede
Çok gurur verici ama bunu, bugünün Türkçesiyle anlamak için Osmanlıca öğrenmek zorunda kalmak dünyanın en yanlış eforu olurdu. Dediğim gibi, gerekirse bu işin uzmanları var…
Osmanlıca bu mezar taşı kitabesini, günümüz Türkçesine sevgili arkadaşım Peyman Yaman çevirdi. O da hocalarına danışarak yaptı emin olmak için. O günlerde anladığım öyle kolay bir iş değildi Osmanlıcayı tam olarak doğru anlayıp çeviri yapmak…
Son olarak mezar taşı kitabesi üzerinden andığımız Atam Ali Paşa hakkında bulabildiğimiz bir takım kaynakları aşağıdaki bağlantıda görebilirsiniz.
Çok sevgiler
Nasuh