Neden Türkiye Dağcılık Federasyonu başkanlığına aday oldum?

Neden Türkiye Dağcılık Federasyonu başkanlığına aday oldum?

Değerli dağcı dostlar ve dağcılığa gönül verenler;

Son 5 yılda sayısız kereler pek çok farklı kaynaktan, pek çok şikayetle birlikte, Türkiye Dağcılık Federasyonu?nun yönetimine talip olmam konusunda istek ve öneri aldım. Ancak AKUT derneğinde üstlendiğim sorumluluklar ve zaman konusundaki endişelerim nedeniyle geçtiğimiz haftalara dek kafamda bu yönde bir görüş şekillenmedi.

TDF?nin özerkleşmesine bağlı olarak 10 Aralık 2006 tarihinde yapılacak olan yeni başkanlık seçimi dolayısıyla camiada takip ettiğiniz gibi bir hareketlilik başladı. 11 ? 12 Kasım 2006 tarihinde Kadir Has Üniversitesi?nde düzenlenen toplantıda kendi kendine gelişen ortak görüşleri ve TDF?nin son 9 yıldaki yönetim anlayışı ile yapılanları, yanlış yapılanları ve yapılamayanları dinledikçe ve öğrendikçe, bu konudaki kişisel gerekçelerimle benden istenen görevi daha fazla elimin tersiyle itmeye devam edersem, pek çoğunuzdan daha fazla olmak üzere hayatımı adadığım ve en büyük mutluluklarımı yaşadığım bu asil spor dalına karşı sorumluluklarımdan kaçıyormuş duruma düşeceğim düşüncesi ağır basmaya başladı.

2 hafta kadar önce yapılan sözkonusu toplantıda, türlü sebeplerle 10 yıldır birarada durmayı başaramayan dağcılık camiasının, artık TDF?nin 1970?lerin anlayışı ile Türk Dağcılığı?nı yönetmeye çalışması, açıkça bir takım eksikleri olan mevcut yönetmeliğe sırtını dayayıp kendi dışındaki faaliyetleri dağcılık olarak bile saymayan, kendi faaliyetlerine katılmayanları dağcı olarak değerlendirmeyen ayrımcılığı esas alan yönetim anlayışının kesinlikle değiştirilmesi gerektiği yolundaki ortak duruşu ve mevcut şartlar altında bu görev için de benim adım üzerindeki fikir birlikteliği ile bu sorumluluğun, sporculuk ve örgütçülük geçmişim gereği benden beklenmesi üzerine, konuyu enine boyuna düşünmeye başladım.

Geçtiğimiz 10 günde de bu projenin ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak için detaylı bir çalışma yaptı arkadaşlarımız. Tahmin ettiğimiz gibi TDF?nin mevcut yönetim yapısı, Türk Dağcılığı?nın gelişmesinde ve dünya dağcılığında varlığını sürdürmesinde göstermediği özeni, delegelerin seçiminde büyük bir titizlikle gerçekleştirmiş. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum ama temsil konusunda büyük sorunlara yol açacağı aşikar olan bu yönetmeliğe dayanarak İstanbul gibi 10 küsur milyonluk bir şehirde sadece bir tek delege bulunurken, 365.000 nüfuslu Rize?den 21 delege çıkarılması gibi, biraz vicdanı olan herkesin ?vay canına? diyeceği bir model kurulmuş burada. Bu örneği elbette ki başka bazı iller için de vermek mümkün. Şu 10 gün içerisinde edindiğim izlenim, TDF?deki yönetim anlayışının iyiniyetten uzak ve tamamen mevcut yapı içerisindeki staükoyu korumaya dönük bir modelle hareket ettiği, Türkiye Dağcılığı?na verdiği hizmetleri de hep bu eksende kurgulayarak, götürdüğü her hizmetin karşılığında, sistemin devamlılığını da garanti edecek bir yapının kurulduğu yönündedir.

Bu anlayış sadece TDF?nin kendi içinde kalsa ve kendi dışında dağcılıkla uğraşanların da sportif faaliyetlerini bildikleri gibi yapmalarına müsaade etseydi, belki bugün bunları konuşuyor olmazdık. TDF?nin bize garip gelen uygulamalarını daha önce de yaptığımız gibi ilgilenmeyerek, üzerinde durmayarak geçiştirebilirdik. Nasıl olsa dağa gitmek için TDF?ye kimsenin ihtiyacı yok ve hepimiz Allaha şükür, TDF bünyesinde yapılan tırmanışlardan çok daha üst seviyelerdeki tırmanışları yurt içi ve yurt dışında başarıyla sürdürüyoruz. Ancak son yıllarda yaşadığımız gibi, TDF yönetiminin dağlara gitmeyi izne bağlamaya kalkması ve aldığı büyük tepki sonucunda geri adım atmak zorunda kalması, dağlarda hayatını kaybeden dağcı dostlarımızın arkasından bizim lisanslı sporcumuz değil diyerek herkesi rahatsız etmesi ve ?bizden ve bizden olmayan? anlayışını TDF?nin bakış açısı haline dönüştürmesi gibi konular, eğer bu gidişe müdahale etmezsek, etki alanını yaymak için fırsat kollayan bu anlayışın, hayatımızın merkezine oturttuğumuz bu güzel sporu kendi vatanımızda bile sağlıklı bir şekilde yapamayacağımızı düşündürtmeye başladı hepimize.

Kendi adıma, Türkiye?nin muhtemelen eğitim seviyesi en yüksek spor branşlarından biri olan dağcılığın bu duruma layık olmadığını düşündüğümü bilmenizi isterim. TDF başkanlığına aday olmam konusundaki önerileri bugüne dek hep reddettiğim halde, 14 yıl önce yüksek irtifa tırmanışlarını bu ülkede tekrar başlatan ve ayyıldızlı bayrağımızı dünyanın en yüksek, en zorlu zirvelerine taşıyan kişi olarak, TDF bünyesinde sporumuzun bugünkü konumunun, benim kuşağımın dağcılarının 10 yıl önce ulaştığı yerden bile geri kaldığını görmekten artık had safhada rahatsız olduğumu eklemek isterim. Bunu söyleyince hemen 19.000 küsur lisanlı sporcumuz var, bu kadar ilde şu kadar kulübümüz var cevabını söyleyenlere şunu sormak isterim; Bu kadar kulüp ve lisanslı sporcu varsa neden elle tutulur bir başarı yıllardır yok sporda. TDF?nin imkanlarıyla Demavend Dağı tırmanışına milli sporcu olarak göğüslerinde Türk Bayrağı ile 11 bölgeden 13 sporcu götürüldü diye gidenler tarafından TDF övülürken, aynı günlerde Everest Dağı?na kendi yarattığı imkanlarla giden ORDOS?un, bayan sporcular dahil onda on başarısını Türk Dağcılığı kutlarken, Demavend Dağı?nda Milli Takımımızdan sadece 5 sporcunun zirveye varabildiği hiçkimseyi rahatsız etmiyor mu? Bu nasıl bir milli takım seçme anlayışıdır. Bizler 12 yıl önce Türk Milli takımına girebilmek için, TDF?den gelen davet üzerine formlar doldurmuş ve 120 başvurudan seçilen 27 kişi Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu?nda performans, kuvvette devamlılık, dayanıklılık ve refleks testlerine, yüzlerce soruluk psikolojik testlere, kaygı ve endişe testlerine girmiştik. Bunun sonucunda da 11 kişi yüksek irtifa tırmanışları için seçilmişti. O zamanlar öyle seçilirdi Milli Takım ve kısıtlı olan imkanlar en yüksek şansı olanlar ve hakedenler için kullanılırdı.

TDF?nin sporu yayma vizyonu ile, 10 yıl önceye kadar neredeyse sadece üniversitelilerin elinde olan dağcılığın geniş kitlelere yayılmış olması hepimizi elbette ki gururlandırıyor. TDF?nin bu konudaki başarısını takdir ettiğimi her fırsatta ve her ortamda ifade ediyorum, bunu Alaaddin Karaca?ya da muhtelif kereler söyledim. Yönetime hangi ekip gelirse gelsin bu yapıyı güçlendirerek ve yaygınlaştırarak sürdürmelidir. Dağ sevgisi bizim genlerimizden, Ata kültürümüzden gelir, daha önceleri evinin arkasındaki dağa tırmanılabileceğini aklından bile geçirmeyen pek çok kişi, TDF?nin öncülüğünde bu asil sporu tanımış, öğrenmiş, sevmiştir ve bizler gibi heyecanla bu sporu yaşamaktadır. Bu gelişmeyi kimse olumsuzlayamaz. Ancak bu gelişmeler, kendisinden önceki yönetimlerde geliştirilen ve Türk Dağcılığı?nı artık 7000?lik ? 8000?lik zirvelere taşıyan yetişmiş, deneyimli yıldız sporcuların ve çoğunun bağlı olduğu 20 ? 30 yılı aşan geçmişe sahip olan kulüplerin neden 9 yıldır görmezden gelindiğini kabul edilir kılmaya yetmiyor. En kolay söylenen ?yönetmelikler böyle? cevabını kabul etmiyorum. Adil ve şeffaf çalışma anlayışında olduğunu iddia eden bir yönetimin bu çarpık durumu çözecek önlemleri de düşünmesi gerekirdi. İlan edilen lisanslı sporcu rakamlarını ve tescilli kulüp sayılarını, sporun ulaştığı seviye, elde edilen başarılar ve etkinliklerdeki kalite gözönüne alındığında, bu sayısal veriler, dünyanın yedi kıtasında çok değişik seviyelerde sayısız tırmanış yapmış profesyonel bir dağcı olarak beni tatmin etmemektedir.

Değerli dağ dostları; yukarıda kısaca değinmeye çalıştığım konuların ışığında, bir karar verme süreci yaşadığımı ve bu sürecin sonunda mevcut delege sisteminin adil temsilden uzak olduğunu hatta bazılarının sadece statükonun devamını sağlamak üzere seçildiğini düşündüğüm halde, tabandan başlayan ve artık önlenemez seviyeye ulaşan bu onurlu dip dalgası hareketini görünce, daha fazla bu sorumluluktan kaçamayacağımı görüyor ve bu kadar emeği boşa çıkarmaya hakkım olmadığını düşünüyorum. Yine de bu bir seçimdir, hem de hazır olmadığımız, meşruiyeti de tartışılabilir bir seçim ve sonuç iki türlü de olabilir. 10 Aralık?ta sonuç ne çıkarsa çıksın, bu seçime, herşeye rağmen kendi adıma büyük bir risk üstlenerek, 9 yıldır TDF?nin dışında bırakılan dağcılar için girdiğimi lütfen unutmayın.

Hayatım boyunca bir görev insanı olarak hareket ettim. Gerçekçi olduğu ve gerektiğine inandığım sürece ne görev üstlenmekten ne de sorumluluk almaktan kaçtım ve üzerime aldığım işleri her zaman büyük bir ciddiyet, dikkat ve özenle takip ettim. Bugün itibariyle 27 kulübün ve 550?nin üzerinde dağcılığa gönül vermiş insanın imzaladığı deklarasyonun gereğinin yapılması için TDF başkanlığına aday olma konusunu da bir görev olarak kabul ediyor ve yaşanan sıkıntıları çözebilmek için yapılması gereken herşeyi çağdaş, demokratik ve şeffaf bir anlayışla birlikte oluşturacağımız ekiplerle takip edeceğimizi ifade etmek istiyorum.

Son söz olarak şunu söylemek isterim; Türkiye Dağcılığı?nı 1970?lerin anlayışından kurtararak çağdaş ölçülerin üzerine çıkarmak, benim ve diğer yıldız sporcuların yıllar önce yaptıklarını daha ileri seviyelere taşıyacak yeni nesiller yetiştirerek ulusal ve uluslararası başarılara imza attırmak, dağlarımıza her konuda sahip çıkarak korunarak kullanılmasını sağlamak, dağcılığı; ?sağlıklı yaşam için? ve ?herkes için? spor felsefesiyle yediden yetmişe çok daha geniş kitlelere sevdirmek, son yıllarda gittikçe güçlenen; ?bizden ve bizden olmayan? ayrımına artık kesin olarak bir son vermek ve herkesi kucaklayarak, herkese sahip çıkarak birlikteliği ve bütünlüğü her seviyede sağlamak, çağdaş ölçülerde turizm açılımları yaparak yeni istihdam olanakları yaratarak bölge insanına ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak ve ülkemizin doğal fırsatlarını kullanarak belirli bölgeleri dağcılık cazibe merkezleri haline dönüştürerek daha pek çok açılım ve atılım yapabilmek; kısacası TDF?nin kurumsal gücünü bir üst kurum olarak harekete geçirerek, dağları ve dağcılığı ilgilendiren her konuda ilgili kurumlarla öncü ve yönlendirici ilişkiler kurarak ülkeme bu alanda da hizmet etmek için Türkiye Dağcılık Federasyonu başkanlığına, bu onurlu görevin ağır sorumluluğunu sizlerin desteğiyle en iyi şekilde yerine getirmek üzere adaylığımı koyuyorum.

Zamanı gelmiş bu mücadeleye, iki hafta önceki toplantıdan bu yana beni ikna etmek için çaba gösteren ve delegelerle tek tek görüşerek onların görüşlerini alan ve yıllardır uzak durduğum bu kararımda büyük payı olan tüm dağ dostlarına sevgilerimi ve teşekkürlerimi iletmek istiyorum. İleride bu detaylar unutulur ama, elde edilecek başarıda en büyük pay sizlerin olacak.

Bir son söz de mevcut delege sistemi içerisinde yeri bulunan arkadaşlara söylemek istiyorum. Size ne anlatılırsa anlatılsın, ne denirse densin, bugüne dek yapılmış doğru ne kadar proje varsa hepsine sahip çıkacağımızı ve daha ileriye götüreceğimizi, mevcut yanlışları engelleyeceğimizi ve yapılması gerekenleri tek tek yapacağımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Kimsenin, ?elimizden haklarımız alınacaktır? endişesi ile hareket etmesini istemem ama 70 milyonluk Türk Milleti?nin hakkı olan ulusal bir yapının imkanlarını küçük bir azınlığın kullanmasına seyirci kalınmasını da kabul edemem. Ben politikacı değilim, tutamayacağım sözler vermem, verdiğim sözleri de mutlaka tutarım. Bu noktada size sadece adalet, birleştiricilik, kucaklayıcılık, çoğulculuk, çağdaşlık ve şeffaflık sözü veriyorum. Herşey bu ilkeler içerisinde yapılacak.

Bildiğiniz gibi iki hafta önce başlatılan taban hareketi, mevcut yapı nedeniyle TDF başkanlık seçimine delege olarak katılma konusunda son derece zayıftır. Bu görev sağduyulu davranabilecek ve ulusun menfaatlerini kendi menfatlerinin üzerinde değerlendirecek bir anlayışla hareket edecek olan siz değerli TDF delegelerine düşmektedir. Elinizi vicdanınıza koyun ve TDF?nin son 9 yılda yaptıklarını, yapmadıklarını, yapamadıklarını ve bunlara bağlı olarak Türk Dağcılığı?nın Dünya Dağcılığı içerisindeki yerini değerlendirin ve ona göre oyunuzu verin. Mevcut yapıdan memnun olanlarla uzlaşma aralığımız çok dardır. Onlara söyleyebileceğim tek şey; oyunuz kutsaldır, inandığınız yere verin, bu görev değişimi yaşandığı taktirde, dağcılığımızın en iyi ve sağlıklı şekilde gelişimini hedef alarak, sizlerin menfaatlerini de karşıt görüşlerdekiler gibi aynı şekilde koruyacağımız sözüdür.

Kendi kendine gelişen, bu çok daha iyiye doğru değişim ve dönüşüm fırsatını tepmezsek, Türk Dağcılığı?na çağdaş bir anlayış, taze bir kan getirilmesi ve yeni neslin önünün açılması gerektiğine inananlarla 2010?ların dağcılığını, ülkenin her yerinde dağcılığı seçmiş ve seçecek olan herkesi ve her kesimi kucaklayarak birlikte yaratabileceğimize inancım tamdır.

TDF yönetiminde başarı hepimizin başarısızlık sadece benim olacaktır.

Türk Dağcılığı için hayırlı, uğurlu olsun.

Sevgilerimle,

Ali Nasuh Mahruki

www.nasuhmahruki.com

24.11.2006

Şu kısıtlı zaman içerisinde hazırladığımız önümüzdeki 4 yılın taslak projesini, yeni yönetimle birlikte TDF?nin hangi anlayışla çalışacağına dair size bir fikir vermesi açısından değerlendirmenize sunuyorum. Bu taslak proje, sizlerin desteğiyle oluşturulacak kurullarda detaylandırılarak ülke dağcılığı ve dağcılar için en faydalı hale getirilecektir.

Türk Dağcılığı, ülkemizde pek çok başka alanda olduğu gibi, sistemin hatalarına rağmen aradan sıyrılmayı başaran bireysel başarılar ile yetinmektedir.  Öz hedefimiz, sağlıklı ve çağdaş bir sistem kurarak ve fırsat eşitliği yaratarak, sporu hem daha geniş kitlelere yaymak, hem de başarılı olma kapasitesine sahip bireyleri destekleyerek sporumuzu yüceltmek olacaktır.

Bunu sizlerin desteğiyle yeni bir ruh, yeni bir vizyon ve yeni bir kadro ile gerçekleştireceğiz.

Türkiye Dağcılık Federasyonu ana statüsü,  Dernekler Yasası?na uygun, demokratik ve çoğulcu bir yapıya acilen kavuşturulacaktır. Türkiye Dağcılık Federasyonu?nun temel var oluş nedeni; Ülke Dağcılığı?nı uluslararası seviyede başarılı kılmak, Türkiye?de ve Dünya? da itibarını artırmak ve gelecekteki başarıları güvence altına almak, dağcılık sporunun yaygınlaşmasını sağlayıcı fırsatlar oluşturarak toplumumuzun daha sağlıklı, aktif ve başarılı gençler yetiştirmesine yardımcı olmak olarak benimsenecektir.

Federasyonumuz bir kulüp gibi değil, tüm dağcılık camiasını kapsayan bir üst yapı olarak hareket edecektir. Program ve stratejilerimizin başarı ile uygulanmasında, en az yetkili ? sorumlu kadrolarımız kadar, kulüplerimiz, üniversite topluluklarımız, ferdi dağcılarımız ve sonuçta tüm dağcılık camiamız aktif rol alabilecektir.

Aşağıda yer alan tüm konularda sizlerden gelecek katkılara açık ve duyarlı olacağız. Misyonumuz gereği, camiamızı bir bütün olarak kucaklamaya, buyuk bir takımın oyuncuları olarak hareket etmeye, birlik ve beraberlikle, doğusu batısı, kuzeyi güneyi, bizden olanı olmayanı gibi  ayrım yapmaksızın herkese aynı sevgi ile yaklaşmaya, dağcılığımızı bir bütün olarak geliştirmeye ve hak ettiği seviyeye getirmeye çalışacağız.

TDF TASLAK PROGRAM  – 24.11.2006

Örgütlenme ve yönetim:

Türkiye Dagcilik Federasyonu (TDF) yönetiminin, demokratik ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulması, TDFnin tüm kulüpleri, üniversite topluluklarını ve ferdi dağcıları da temsil eden, onların haklarını koruyan, herkesin söz hakkına sahip olduğu, demokratik, çağdaş ve şeffaf bir yonetim anlayışı sergilemesini sağlama hedefi bizim için önceliklidir. Bu nedenle kurullarımızı oluştururken katkısı olabileceğine inanan herkese federasyonunuzun kapıları her zaman açık olacaktır. Hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda en etkin biçimde ve herkesle uyum içinde çalışmayı hedefliyoruz.

TDF, ülke dağcılığını topyekün temsil edecek bir yapıya acilen kavuşturulacaktır. Yeni yönetim – eski yönetim ayrımı yapmadan emeği geçen herkesi kucaklayacak ve herkesle uyum içinde çalışmaya gayret edecektir. Dağcılık camiasında rahatsızlık verici boyutlara ulaşan  toplumsal bütünlüğün bozulmasının önüne geçilmesi, başlıca hedeflerimizden olacaktır. İnsanların ?bizden – bizden olmayan? ayrımı yaşamalarının önüne geçilecek, tüm topluluk ve kuluplerle eşit mesafede bir ilişki kurularak, herkesin kucaklanacağı şeffaf bir sistemin kurulması hedeflenmektedir.

Üniversite dağcılık kulüp, kol ve topluluklarının, TDF içerisinde etkin olmaları öncelikli amaçlarımız arasındadır. Türk Dağcılığı?na büyük hizmetleri olan Üniversite Toplulukları?nın ve buralardan yetişen dağcıların yok sayılmak yerine, yasa ve yönetmeliklerde yapılacak düzenlemeler ile sistem içine alınması ve TDF tarafından gerekli desteğin verilmesi sağlanacaktır.

Eğitim ve eğitmenler:

TDF şu anda sadece kendisi eğitim vermektedir. Biz ihtiyaç duyan yerlere eğitim verilmesi geleneğinin yanı sıra, eğitim verme kapasitesine sahip kulüp – dernek – toplulukların verdikleri eğitimlerin desteklenmesini, ülke çapında ?Dağcılık Eğitimi? standardizasyonun ve denetiminin sağlanacağı yeni bir sistem kurmayı hedefliyoruz. Bunun için UIAA ile de ortak çalışmalar yapılacaktır.

Böylece, dağcılık gibi riskli bir spor dalında en önemli konuların başında gelen eğitim konusunu, sporun gelişmesini önleyen bugünkü tekelcilik anlayışından kurtaracağız. Bu sistem sayesinde giderek ağırlaşan eğitim masraflarının karşılanabilir bir düzeye çekilmesi, eğitmen – öğrenci oranın düzeltilmesi, daha çok sayıda ve nitelikli eğitim kampının açılabilmesi mümkün olacaktır. Eğitim materyallerinin hazırlanması, çoğaltılması ve dağıtımına TDF önayak olacaktır. Sporun güvenli bir şekilde yaygınlaştırılması ve standardizasyonu temelden sağlamak amacıyla ilk ve orta öğretim kurumları ve üniversitelerle yakın ilişkiler kurmayı hedeflemekteyiz.

Şu ana kadar büyük özveriler ile çalışan eğitmenlerin desteklenmesi ve bu sistemin geliştirilmesi temel hareket noktalarımızdan birisidir. Eğitmen yeterlilikleri belli aralıklarla yapılacak sınavlar ile düzenli kontrol edilecektir. Egitim kalitesi ölçülecek ve gereken noktalarda iyileştirmeler hayata geçirilecektir. Düzenli olarak açılacak sınavlarla yeterliliğini ispatlamış nitelikli sporculara eğitmen olma hakkı verilecektir.

Tüm bu amaçlar doğrultusunda, yönetime seçildiğimizde ?Türkiye Dağcılık Eğitimi Şurasını? toplamayı hedefliyoruz. Standardizasyon, eğitim materyalleri, sertifikasyon sistemi ve uluslararası denklikler gibi konuların tamamı bu şurada ortak çalışma sonucunda belirlenecektir.

Dağ Turizmi, Mihmandarlık ve Dağ rehberliği:

Şunu herkes bilmelidir ki yönetime aday olmuş bir ekip olarak, kimsenin emeğine haksızlık yapmamız mümkün değildir. Ne yazık ki mihmandar arkadaşlarımızın aldığı ücretler üzerinden siyaset güdüldüğünü görüyor ve üzülüyoruz. Bu davranışlar ile dağcılık camiamızın bütünlüğüne zarar verilmektedir. Bu güne kadar mihmandar ve eğitmen olmuş arkadaşlar ile hep beraber çalışmayı arzu ediyoruz.

Dünyada alternatif turizm hızla yayılmaktadır. Doğal zenginliklerin bu denli fazla olduğu ülkemizde sürdürülebilir dağ turizmi politikalarının olmaması, şu ana kadar TDF nin bu politikalarda etkin olarak yer almamış olması önemli bir eksikliktir. Sürdürülebilir dağ turizmi politikalarında TDF kaliteyi artırıcı yönde çalışmalar yaparak bu kurumları geliştirmeli ve yeterliliği olan herkesin belgelenmesi sağlamalıdır. Yeterlilikler, belli aralıklarla yapılacak sınavlar ile kontrol edilecektir.

Dağ mihmandarlığı ve dağ rehberliği konularında öncelikle bölge insanına sporu sevdirmek ve yetiştirmek amacıyla eğitimler vermek ve yerel insanları ve yapıları sistem içine çekerek kendi bölgesini, kendi dağını hem koruyacak hem de kullanacak bir modelle istihdam olanakları yaratılmasına çalışacağız.

TÜRSAB ve diğer ilgili birimler ile çalışılacak ve çevre sağlığı gibi konular dikkate alınarak sürekli ve sürdürülebilir politikalarla, ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek şekilde yerli ve yabancı dağ turizmini geliştirmeye yönelik mevzuatlar oluşturulacaktır. Turizm Bakanlığı ile koordinasyona girilerek dağ rehberliğinin önündeki yasal engellerin kaldırılması önemli gördüğümüz bir konudur.

Çevre Sorunları ve Doğal Hayatın Korunması:

Bugüne kadar dağlarımızın kirlenmesi, kontrolsüz boltlama gibi konularda mevcut TDF yönetimi etkin rol ve politikalar izlemekten uzak görünmektedir. Federasyon çevre konusunda sağlam, doğru, uygun bir duruş sergilemeli, boşluk ivedi olarak doldurulmalıdır.

Dağlara ve dağlık alanlarda, doğaya karşı kuralları ihlal ve kirletmeye yönelik girişimlere karşı, TDF?yi konuyu gereği halinde yargıya taşıyacak kadar ciddi bir duruş sergileyebilen aktif bir kuruluş haline getirmek için çalışacak bir çevre kurulu oluşturulacak, “Dağların Korunma – Kullanma Dengesi” konusunda ilgili bakanlıklar ve STK? lar ile ortak çalışmalar yapılacaktır. Dağcılarımızın çevre konusunda daha bilinçli ve aktif bireyler olmaları yönünde eğitimler ve seminerler düzenlenecektir.

Dağlarımızın kullanımı ve boltlama konusunu tartışabilecek ve yapısı itibariyle tüm dağcılık çevrelerince saygıyla karşılanabilecek bir etik kurul oluşturulması, önem verdiğimiz bir konudur.

Türkiye Dağlarının Belgelenmesi, Tanıtımı ve Periyodik yayınlar:

Rehber kitaplar (Türkçe ve diğer dillerde) çıkarılarak, tırmanış rotaları ile yürüyüş yollarının dökümantasyonu yapılacak, dağların risk analizi ve detay bilgileri oluşturulacak ve bu bilgiler tüm dağcıların rahatça yararlanabileceği bir bilgi havuzunda toplanacaktır. Dağ evi, dağ kulubeleri, acil durum iletişim, denetim gibi alt yapı sorunları üzerinde, ilgili bakanlık ve kuruluşlar ile beraber çalışılacaktır.

TDF?nin, Türkiye genelinde tanıtımına yönelik çalışmalar yapılacaktır. (posterler, TV, radyo, internet, gösteriler, şenlikler vb). Basın ve halkla ilişkiler profesyonel şekilde idare edilecektir. TDF?nin çalışmaları ve kuluplerin tırmanışları, sporcu, lisans sayıları, eğitmenleri, başarıları dökümante edilecek ve sanal ortamda (web sitesinde) herkesin rahatlıkla  erişebileceği şekilde sunulacaktır.

Milli Takımlar, Başarılı Sporcular, Yarışmalar ve Takım Tırmanışları:

Bütün yurt içi ve yurt dışı tırmanışlar raporlanmalı ve federasyon web sitesinde yayınlanmalıdır. Başarılı faaliyetlerin ayrımcılık yapılmadan ödüllendirilmesi dağcılık sporunun gelişmesini sağlayacak önemli adımlardandır. Her yıl önemli tırmanışların topluca ele alındığı periyodik toplantılar düzenlenmeli ve bu tırmanışları gerçekleştiren sporcular onore edilmelidir.

Dağcılık ve tırmanışta gelecek vaad eden başarılı sporcuların bulunması, yetiştirilmesi, yurtdışı yarışmalara, tırmanışlara milli takım bünyesinde gönderilmesi ve başarılar elde edildiğinde ödüllendirilmesi yönünde dağcılıkta da bir sitem kurulması yönünde çalışmalar yapılacaktır.

Yeni sporculara hedef gösterebilmek, motivasyonu yükseltmek ve kamuoyunda ses getirmek için yurt dışındaki önemli dağlara, zorlu duvarlara yapılacak çıkışlar da desteklenmelidir. Dağcılar için finansal sorunların, engellerin aşılmasında, federasyonun daha aktif rol almasının, ulusal başarılar elde etme yolunda önemli olduğu gerçeğinin, akıldan çıkarılmaması gerektiğine inanıyoruz.

Mevcut federasyon tarafından sadece kağıt üzerinde abartılmış sayılar elde edebilmek için kullanılan ve son dönemlerde dağcılığa adım atan bir çok yeni ilimiz var. Bu iller ve dağcılık sporu ile tanıştırılacak yeni bölgelerle birlikte Anadolu?nun en önemli sporcu kaynağı olduğunun bilincindeyiz ve özellikle bu illerdeki sporcularımızın tırmanış kapasitelerinin artırılması için çalışacağız.

Sponsorluk:

Gerek yurt içi faaliyetlerin düzenlenmesi ve sürdürülmesi, gerekse yurt dışında ülkemizin temsil edilmesi için özerkleşen federasyonların kendi finans kaynaklarını bulabilmeleri hayati önem kazanmıştır. Bu nedenle finans kaynaklarının bulunması, başarılı projelerin desteklenmesi veya talep olduğu durumlarda projelerin sporculara yönlendirilmesini sağlamak TDF?nin görevleri arasında öncelikli bir konudur. Bu zamana kadar mevcut yönetimin ihmal ettiği bu konuda, eksikliklerin giderilmesi sağlanacaktır.

Sportif Tırmanış Bahçeleri ve Boltlama:

Sportif tırmanışın geliştirilmesi, desteklenmesi, eğitim, altyapı sorunların çözülmesi ve diğer çalışmaların yasal temele oturtulması sağlanmalıdır. Boltlama için uzmanlardan oluşan (dağcılar, biyologlar, zoologlar, milli park görevlileri vb.) bir etik komisyonu kurulmalıdır.

Dağlarımızın korunması ve kullanılması konusunda yerli ve yabancılara rehber olacak genel kurallar getirilmelidir. Boltlamanın kuralları belirlenmelidir. Yeni spor tırmanış alanları bulunup geliştirilmesi hem desteklenmeli, hem de yapılacak çalışmaların denetimi sağlanmalıdır.

Dağ Arama Kurtarma:

Ülkemiz dağlarında son yıllarda önemli kazalar olmuştur. Bu tür üzücü olaylar karşısında yönetmeliklerin arkasına saklanıp sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmak yerine, sporcusuna destek veren bir federasyon olması gerektiğine inanıyoruz.

Şu anda dağ kazaları sırasında devreye girecek bir sigorta sisteminin noksanlığı hissedilmektedir. Bunun yanı sıra TDF yönetiminin etkin bir ekip oluşturma ve var olan kaynakları koordine etme konusunda eksiklikleri olduğu da bir gerçektir. Bu noktada da içine kapalı bir kulüp gibi hareket etmektedir.

Dağ Arama ve Kurtarmaları?nda acil ve etkin müdahale için bütün bölgelerdeki kulüp, üniversite toplulukları ve ferdi dağcılardan birimler oluşturularak eğitim, malzeme desteği, haberleşme ağı ve koordinasyon sağlanacaktır. Mevcut STK?larla işbirliği yapılacak ve bu ağır yük paylaşılacaktır.

Faaliyetlerin yoğun yapıldığı bölgelerde arama kurtarma ile ilgili alt yapı hazırlanmalıdır. Olası arama kurtarma faaliyetlerinde beraber çalışacak tüm birimlerin hız ve koordinasyonunu artıracak eğitimlerin ve müşterek tatbikatların yapılması planlarımız arasındadır. Arama kurtarmanın hız kazanması için etkin ulaşım ve haberleşme sisteminin kurulması sağlanacaktır.

İletişim:

Bölgelerde yapılacak düzenli toplantılar ile  tüm dağcılık camiası ile etkin  iletişimde olunacaktır. Web sitesi etkin kullanılacaktır. Tırmanış etiği ve felsefesi konusunda bilinçlendirici çalışmalar yapılacaktır. Tırmanış yapılan bölgelerde, halkı ozellikle çevre konusunda bilinçlendirici faliyetler yapılacaktır. Bakanlıkla, ilgili resmi daireler, ulusal ve uluslararası kurumlar ve STK lar ile ortak çalışmalar düzenlenecektir.

Değerli dağcı dostlar, bu taslak bir önçalışmadır. Yeni yönetimle birlikte sizlerin katılımı ile oluşturulacak kurullarda bu konular yukarıdaki ilkeler çerçevesinde karara bağlanacak ve uygulamaya geçilecektir.