Ölçek – Yalnız Gezegen
Dünyamız, çapı yaklaşık 12.756 ve çevresi yaklaşık 40.000 kilometre olan bir gezegen. Devasa boyutlarıyla, eski çağlarda insanoğluna sonsuz olduğu ve evrenin merkezinde bulunduğu izlenimini vermiş. Ta ki Kopernik, bunun böyle olmadığını ispatlayıncaya dek…
İnsanoğlu çağlar boyu yaşadığı gezegeni tanımaya, anlamaya, öğrenmeye çalışmış. Kaşifler yollara düşmüş, denizlere açılmış, hep bu mavi gezegeni ve onun gizli hazinelerini daha iyi tanıyabilmek, daha iyi değerlendirebilmek için. 1519 yılının Ağustos ayında, Güney İspanya’dan, Magellan’ın komutasında 5 gemiden ve 237 denizciden oluşan filo, bilinmeze doğru yelkenlerini doldurur. Üç yıl sonra, müthiş zorlukların ardından dünyanın çevresindeki ilk turu tamamlayıp, tekrar İspanya kıyılarına dönen filodan geriye yalnızca 1 gemi ve 18 denizci kalmıştı. Jules Verne’nin ünlü romanında, aşırı titiz centilmen Phileas Fogg ve yardımcısı Passepartout’nun dünyanın çevresini dolaşmak için tam 80 güne ihtiyaçları vardı. Bugün ise bir jet uçağı ses hızının üzerine çıkıp bütün dünyanın çevresini bir günden kısa sürede dönebilir. Teknoloji fiziksel olarak değilse bile pratik olarak dünyamızı küçültüyor.
Şimdi bir adım geriye gidelim;
Hepinizin bildiği gibi güneş sistemimiz, bize can veren sevgili güneşimiz ve onun etrafında dönen dokuz gezegenden oluşuyor. Güneş ve ona en uzak gezegen olan Pluto’nun yörüngesindeki en uzak köşesine olan uzaklık tam 4.6 milyar mil. Güneş ışınlarının dünyamıza ulaşması 8 dakika sürerken, Pluto’ya ulaşması neredeyse 7 saat sürüyor. Işık hızı boyutlarında bile çok uzak bir mesafe.
Bir adım daha geriye gidiyoruz;
Başından sonuna milyarlarca mil olan güneş sistemimizin, içinde bulunduğu Samanyolu galaksisinin merkezi etrafındaki bir tam turunu tamamlaması tam 225 milyon yıl sürüyor. Büyük güneş sistemimiz dev Samanyolu galaksisinde küçülüverdi birden.
20. yüzyılın başlarına dek bizim güneş sistemimizin ait olduğu Samanyolu galaksisi bütün evren olarak değerlendiriliyordu. Oysa bugün biliyoruz ki, bizim galaksimiz evrende bulunan en az yüz milyar galaksiden yalnızca biri. Dev Samanyolumuz evren ölçeğinde nokta kadar kalıverdi.
Rahatlıkla anlaşılacağı gibi, büyük, küçük, uzak, yakın ve benzerleri aslında son derece göreceli kavramlar ve tamamen bizim baktığımız noktayla ilgili. Ara sıra dünyaya baktığımız yeri değiştirmek, ileri ve geri adımlar atmak, daha geniş bir vizyona sahip olmamız ve normalde kaçırdığımız pek çok detayı görebilmemiz açısından son derece önemli. Kimbilir belki de yaşam bizim fark ettiğimizden çok daha farklı sırlara sahip.
“Umut belki de gelecek sayfadadır.
Kapatma kitabı.
–Kitabın bütün sayfalarını çevirdim, ona rastlamadım.
Belki de kitaptır umut.”
Jobes (80)
YALNIZ GEZEGEN
1973 yılında Maureen ve Tony Wheeler adlı iki gezgin, İngiltere’den Avustralya’ya her türlü ulaşım aracını kullanarak bir yolculuk yapar. Herkes bu yolculuğu nasıl yaptıklarını sorar, ne yediklerini, ne gördüklerini, nelerle karşılaştıklarını, detaylarını öğrenmek ister. Bunun üzerine, mütevazı imkanlarıyla “Across Asia on the Cheap” adlı bir kitap çıkarırlar. Onsekiz ay sonra, Singapur’un arka sokaklarında bir otelde, ikinci rehber kitapları, “South-East Asia on a Shoestring’i” hazırlarlar. Bu kitap, dünyanın dört bir tarafındaki gezginlerin o kadar ilgisini çeker ki, bugüne dek dokuz baskı yapar ve yarım milyon adet satar. Lonely Planet her geçen gün büyür ve bugün, 70 gezgin-yazarın hazırladığı 240’dan fazla kitaba sahiptir.
Lonely Planet, Rough Guide, Trailblazer, APA Insight Guide, Bradt, AA , Spectrum Guide, Fielding, Odyssey ve diğer rehber kitap hazırlayan yayınevleri binlerce kitaba varan arşivleriyle, ihtiyar dünyamızın hemen hemen her köşesini en ince detaylarına kadar tanıtmış durumdalar. Öyle ki, isterseniz önünüze bir harita alın ve elinizi rastgele bir yere koyun. Mutlaka ama mutlaka birileri oraya daha önceden gitmiş ve hakkında çok detaylı bir kitap hazırlamıştır. Elinizde bir rehber kitapla dünyanın her köşesine rahatlıkla ve güvenle gidebilirsiniz, çünkü bilmeniz gereken herşeyi o sayfalarda bulacaksınız…