Röportaj 9

“Enerjini doğru kullan zirveye tırman”

Nasuh Mahruki: “Dünyanın en soğuk zirvesine, soğuk hava depoları üreten bir firma ile birlikte gidiyor olmak bence çok akıllı bir tercih. Çünkü birlikte ilişkilendirilebilecek, anoloji kurulabilecek çok tema var. Bizim açımızdan en heyecan verici tarafı da Cantek’in uzun zamandır sürdürdüğü Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkarmak üzere olduğu enerji ekonomisi ile ilgili projelerin olması”.

Everest’e ikinci kez çıkacak olmanız beraberinde hangi duyguları yaşatıyor?

Everest’in benim için en önemli anlamı 15 sene sonra tekrar çıkacak olmak. Everest Dağı’na tırmanış gibi ciddi bir projeyi bu kadar uzun zaman sonra yapıyor olmak benim için heyecan verici. Ayrıca bunu Türkiye’den çok iyi anlaştığım bir arkadaşım olan Yılmaz Sevgül ile beraber yapıyor olmak gerçekten güzel. Bu tırmanışı oksijen desteği almadan yapmayı planlıyorum. Tabi ki yanımda oksijen tüpü taşıyacağım ama çok zorda kalmadığım sürece kullanmayı düşünmüyorum. 1995’teki tırmanışımda da oksijen tüpü taşımıştım. Yine kullanmak zorunda kalmazsam kullanmayacağım diye hesap etmiştim. Ama o zaman bir türlü ayak parmaklarımı ısıtamadım. “Kar Leoparı” döneminde çok dondurmuştum parmaklarımı, çok hassastı. Dolayısıyla donmamak için oksijen desteği aldım. Şimdi burada da taşıyacağız. Ama kullanmak zorunda kalırsam kullanacağım.

Everest ekspedisyonu ile sponsorluk kavramını değerlendirir misiniz? Ayrıca soğuk bir tepe ve soğutmacıların sponsor olduğu bir organizasyon var karşımızda…

Everest, dünyanın en yüksek dağı. Dolayısıyla kendisini dünya liginde görmek isteyen ya da Türkiye liginde en ileri seviyede gören herkesin çok rahat kendisi ile özdeşleştirebileceği, ilişki kurabileceği bir proje. Çok büyük bir hedef, dünyanın en yüksek noktası, 8 bin 800 metre, bir numara yani. O yüzden Everest Dağı tırmanış projesi her kuruma uyabilir. Kendisini o ligde gören ve o ligde olduğunu sembolik olarak ifade etmek isteyen herkese.

Ayrıca burada Cantek Soğutma Sistemleri ile birlikte hareket etmemizin öyle bir hoşluğu da oldu. Dünyanın en soğuk zirvesine, soğuk hava depoları üreten bir firma ile birlikte gidiyor olmak bence çok akıllı bir tercih. Çünkü birlikte ilişkilendirilebilecek anoloji kurulabilecek çok tema var. Bizim açımızdan en heyecan verici diğer tarafı da Cantek’in uzun zamandır sürdürdüğü Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkarmak üzere olduğu enerji ekonomisi ile ilgili projelerin olması. Biz bu projeyi Everest tırmanışı ile “Enerjini Doğru Kullan Zirveye Tırman” sloganıyla örtüştürdük. O yüzden Cantek’in geliştirmiş olduğu projelerin sembolik bir çalışması da olacak aynı zamanda. Ayrıca oksijen desteği almadan tırmanmayı deneyecek olmam ile de bir paralellik kurulabilir.

“BUGÜN EN TEMİZ ENERJİ TASARRUF ETTİĞİNİZ, KULLANMADIĞINIZ ENERJİ”

Bugün bütün dünyanın sıkıntısı küresel iklim değişikliği. Petrol ve petrol türevlerinin ciddi anlamda küresel iklim değişikliğini olumsuz yönde etkiliyor olması sebebiyle herkesin alternatif enerji kaynakları arayışına girildiği bir dönemdeyiz. Ama esas bunun da ötesinde ulaşabileceğimiz bir yer var o da tasarruflu davranabilmek. Bugün en temiz enerji tasarruf ettiğiniz, kullanmadığınız enerji. O yüzden bugünlerde enerji ekonomisi dünyanın da ihtiyaç duyduğu bir tema. Enerjinin doğru kullanılması, daha az enerji tüketerek daha fazla enerji ihtiyacının karşılanması gibi pek çok alan, yapacağımız proje ile paralellik gösterdi. Bir sponsorluk projesinin başarılı olabilmesi için bu kadar iyi örtüşmesi de zorunlu değil aslında. Ama burada birçok tema çok güzel bir şekilde örtüştü.

“TÜRKİYE’DEKİ FİRMALARIN KENDİSİNİ DÜNYANIN EN YÜKSEK ZİRVESİYLE EŞLEŞTİRİYOR OLMASI GÜZEL”

İddialı bir proje. Dünyanın en zor dağı olmamakla birlikte en yüksek dağı. Everest bir tane, değiştirilebilecek, yeri doldurulabilecek değil. Bundan 50 sene sonrada Everest Dağı tırmanışı özel bir proje olacak. Bundan 50 yıl öncede büyük bir projeydi. Burada Türkiye’deki firmaların kendisini dünyanın en yüksek zirvesi ile özdeşleştiriyor olması güzel. Kendini dünya liginde görüyor ve dünyaya da açılıyor olması önemli. Ben daha öncede sponsor desteğiyle projeler yaptım. Fakat ilk defa bu kadar patronuyla, sektörüyle içinde olan ve tam hedeflerini kendisi çizen, yapan bir projede yer alıyorum. Ayrıca Cantek firmasının patronun hayal gücü, vizyonu ve cesaretiyle ilerleyen bir proje oldu. Çok da sağlıklı bir ilişki oldu.

“PROJEYİ YAPARKEN AKUT’U DÜŞÜNMEMEMİZ OLACAK BİR ŞEY DEĞİL”

Biz AKUT’u bu projenin içine şu şekilde dâhil ettik; AKUT’un bir spor kulübü var. Bu kulübün içerisinde atletizm, dağcılık, bisiklet şubesi var. Bunları açtık şuanda. Ben ve Yılmaz Sevgül hem AKUT’un kurucuları arasında yer alıyoruz hem de dağcılık kulübünün sporcularıyız. Lisanslarımızı da AKUT Spor Kulübü üzerinden çıkardık. Bu sebeple aslında bir anlamda bu tırmanış bir taraftan AKUT Spor Kulübü’nün de faaliyeti haline dönüştü. Tabi biz yaptığımız her doğru işe AKUT’u da bir şekilde dâhil etmek istiyoruz. Çünkü yıllar içerisinde AKUT çok iyi bir çatı haline dönüştü. Gönüllüler eliyle yürütülen bir yapı. Her gönüllünün katkısıyla büyüyen bir yapı. Türkiye için önemli bir projeyi yaparken AKUT’u düşünmememiz olacak bir şey değildi.

Yakın ya da uzak gelecekte sizi farklı bir projede tekrar bir arada görebilecek miyiz?

Proje zaten belirli bir sürekliliği olan bir proje. Bunu 1 ay öncesinde ilan ettik. Biz dağdayken www.enerjinidogrukullan.com projenin web sayfasında düzenli olarak yazı ve fotoğraf olacak. Herkes o web sayfasından nerede olduğumuzu ve dağda ne yaptığımızı takip edebilecek. Döndükten sonra tabi ki bunun bir fotoğraf sergisi ve söyleşileri olacak. Çeşitli gazetelerde ve dergilerde yer alacak. Değişik yerlerde sunumlarını yapacağız. Projenin tabi ki 2010 yılına yayılan hareket alanı olacak. Ondan sonrasında zenginleştirilip yeni şeyler katılır mı katılmaz mı bu sonraki süreçte değerlendirilecek şeyler.