Yanarsu Sokağı

Etiler’in ana caddesi olan Nispetiye caddesinden Boğaziçi Üniversitesine doğru inerken sağda artık o çevrenin en önemli adres tarif etme noktası, bir diğer deyişle kerterizi olan Doğan Taksinin durağını görürsünüz. Etiler henüz bu kadar gelişmemişken, şimdiki nüfusunun belki de yirmide birine sahipken bile bu taksi durağı Etiler’lilere bugünkü hizmetini aynen veriyordu.

En kolay tarifi bundan 23 yıl önce bile, Nispetiye caddesinin Doğan Taksiyle kesiştiği sokak olan Yanarsu sokağında ailemiz tam 44 yıldır yaşıyor. Eskiden bu civara ve Nispetiye caddesindeki otobüs durağımıza Garanti Mahallesi denirdi, sonradan bu isim Basın Sitesi olarak değiştirildi ve kullanılmaz oldu. Bugün durağımızın adı İstanbul’daki diğer en az 10 Basın Sitesiyle nedense aynı adı taşıyor ve bu durum adres tarifinde zaman zaman sorunlara yol açıyor. Bir de bizim evin ilk numarası 26’ydı, sonra bir sabah baktık ki 8 olmuş. Bugün 8 numarayı çok seviyoruz ama yıllarca direnip eski 26 numaramızı kullandığımızı itiraf etmeliyim.

Büyükbabamın yaptırdığı 3 katlı yığma kagir ve betonarme olarak inşa edilen bu büyük ev ve düz başlayıp, 200 metrelik bir yokuşla devam eden ve aşağıda düzelerek Narin Sitesine doğru ilerleyen sevgili sokağımız çocukluğumdan, ilk gençliğimden ve bugünümden o kadar çok hatıraya sahip ki. Uslanmaz gezgin, dağcı, denizci ve hep uzakları özleyen ruhuma rağmen, kendimi ait hissettiğim dünyadaki çok az yerden biri olarak hayatımda önemli bir yer ediniyor. İstanbul’u koşulsuz, katıksız sevenlerden biri olduğumu düşünürüm hep. Bunun başlıca sebeplerinden biri de benim için çok özel olan bu sempatik sokak ve bu büyük evdir.

Yanarsu sokağının, o zamanlar son yıllara göre çok daha sert geçen kışlarında çocukların tartışmasız en büyük eğlencesi tamamen buz tutan yokuşta kızakla, kartonla, merdivenle, naylonla ya da ne bulursak onunla kaymaktı. Yıllarca naylon torbalara oturup sürat rekorları kırdığımızı, oramızı buramızı morarttığımızı, saatlerce içeri girmeyerek artık buz kesmek üzereyken eve döndüğümüzü, daha sonra babamın Almanya’dan getirdiği o yıllar için ultra modern iki kişilik kızağımla bütün çocuklar üstüste doluşup, buzdan yaptığımız tümseklerin üzerinden deliler gibi uçuşumuzu bugün bile hatırlıyorum.

Yanarsu sokağında yaşayan sokak köpeklerinin tamamını tanırdım. Hele siyah beyaz, dişi Tarzan, ilkokuldayken yaz aylarında her gün gittiğim Yüzme İhtisas Kulübünün servisinin gidiş – geliş saatlerini hiç kaçırmazdı. Bahçemizde her dönem köpekler oldu, arkadaşlarımla birlikte köpeklerimizi de alıp daha ilkokuldayken bile, Yanarsu sokağından başlayıp Armutlu’ya, bazen de Bebek’e giderdik.

Çocukken bir diğer büyük eğlencemiz de, her çocuk gibi meyve ağaçlarına dalmaktı. Çoğu bizim bahçedekiler olmak üzere mahallenin bütün çocukları toplanıp dut, incir, elma, armut, şeftali, erik, iğde ağaçlarına tırmanır, yiyebildiğimiz kadar yer, kalanını t-shirt’lerimize doldurur kaçardık. Ağaçlarda yaptığımız tırmanma yarışları, gelecekteki dağcılık kariyerimin ilk basamakları oldu. Ağaçların en ince dallarına kadar kim gidecek, hangi daldan hangi dala kadar atlayabiliyoruz, ne kadar sürede bir ağacın tepesinden öbürüne geçebiliyoruz diye deliler gibi yarışırdık. Bizim komşu bloklarımız olan Sucular diye tabir edilen apartmanların etrafında zamana karşı yaptığımız koşular, hemen arkamızda, bugün son derece modern bir Huzurevi yapılan arazide futbol maçları, bazen Yıldız bloklarının arkasında, bazen yandaki bloğun arasında oynadığımız misket, gazoz kapağı ve çivi oyunları ve bizim terasta toplanıp o zamanın gözde oyunlarından Monopol, Kambiyo, Borsa, İpucu oyunları, o günler için en önemli sosyal etkinliklerimizdi.

Ortaokul – Lise çağlarına gelince, evimizin hemen yanına yapılan Basketbol sahası, çevredeki bütün gençlerin buluşma noktası oldu. Bugün bile bu özelliğinden bir şey kaybetmeden, civarda oturanların mutlaka hayatlarının bir döneminde sıkça uğradığı mekanların başında geliyor.

Yanarsu sokağı, bugün ciddi trafik yoğunluğu, park sorunu ve ne yazık ki gittikçe ciddi bir sorun haline gelmeye başlayan ev hırsızlıkları ve kapkaç olaylarıyla birlikte kendine özgülüğünü bir ölçüde yitirdiği halde karizmasından hiçbir şey kaybetmedi. Etiler’in en gözde sokaklarından biri olarak varlığını sürdürüyor.